19 Kasım 2014 Çarşamba

SONSUZ'UN ESİNTİLERİ

Sonsuz'dan gelen esintilerin ferahlığını duymak istiyorsak, sonsuz zekanın kapısını aralamaya çalışmalıyız.

Bunu başarmanın ilk adımı da "BİRLİK" kabulü ve "YARGILAMAMAK" tır.

Geçirilen "Ağır Hayatlar"ın ve "İçsel Çalışmalar"ın varlıkları SONSUZ ZEKA, dolayısıyla Zeki Enerji ile temas edebilecek ruhsal olgunluğa ulaştırabileceğini  de unutmayalım.

(Tayfun Özenç, Nisan 2014)

2 Kasım 2014 Pazar

RÜYA - KOZLU MADEN KAZASI 1992

RÜYA
13/02/1992, 06:00 civarı

Rüyamda bir odada dört-beş kişi ile beraberim. Odada bulunan diğer kişileri hatırlayamıyorum.
Yanımda bulunanlardan bir kişi aniden;
“ Ecevit geliyor, Ecevit geliyor .” diye söylenmeye başladı. Ardından herkeste endişe ve  korku dolu bir bekleyiş ve sonrasında odanın duvarında büyükçe bir ekran açıldı.
Ekranda Bülent ECEVİT, Adnan MENDERES yan yana ve arkalarında politikacı olarak algıladığım bazı kişiler vardı. Ekran göründüğü anda odadaki herkesi etkisi altına alan çok yoğun bir titreşim ve şiddetli bir basınç dalgasının bünyelerimizi tesir altına aldığını hissediyorum. Bu arada korku dolu saniyeler... Ve uyanıyorum.

NOT:Gördüğüm bu rüyadan 18 gün sonra Mart ayının ilk haftasında ( 3 Mart 1992), Zonguldak ili Kozlu maden ocaklarında yüksek basınç oluşması ve şiddetli grizu patlamaları, neticede ~ yüz on beş ölü, elli –altmış arası yaralı ve de yangının devam etmesi nedeniyle ocaklardan çıkarılamayan , ilave olarak toprak altında kalan yaklaşık yüz elli kişi... Toplam olarak iki yüz altmış maden işçisi vatandaşımız hayatını kaybediyor. (Ocakların sönmesi için ocakların ağzı kapatılıyor ve yaklaşık yüz elli kişi içerden çıkarılamıyor.)
Bu olay bütün ülkede infial yaratan bir hadise olarak gündemde kalıyor.
Bu rüya ile ;
1.- Bülent ECEVİT ile sembolize edilen makamın Zonguldak ili olduğu. (Bilindiği gibi ECEVİT yıllardır politikada Zonguldak ilinden milletvekili oluyor.)
2.- Adnan MENDERES ile ölüm vakasının sembolize edildiği.
3.- Politikacıların yoğunlukta olmasının yine devletle ilgili kurumlardan birinin büyük bir hadiseye sahne olacağı vs...
4.- Endişe-korku dolu anlar ile titreşim ve basınç dalgası elem verici bir hadisenin meydana geleceğini belirtiyor olabilir...


BİLGİ :
1992 Kozlu kömür madeni faciası 3 Mart 1992 tarihinde Zonguldak'ın Kozlu ilçesindeki taş kömürü maden ocağında saat 19.45 - 20.00 arasındaki zincirleme grizu patlamaları nedeniyle meydana gelen bir madencilik kazasıdır. Taşkömürü madenciliği tarihinin en büyük felaketlerinden biri, ayrıca Zonguldak'da kömür madenciliğinin 150 yıllık tarihinin en büyük felaketidir. Olay sonucunda 263 madenci yaşamını yitirmiştir.

Tayfun Özenç
28.03.1992

17 Temmuz 2014 Perşembe

İLÂHÎ NİZAM VE KÂİNAT

DR. BEDRİ RUHSELMAN’IN 54 YILDIR BEKLENEN KİTABI ÇIKTI...

1959 yılında “Önder” adını verdiğimiz Büyük Vazife Planı’ndan gelen bilgiler, Dr. Bedri Ruhselman tarafından düzenlenmiş, noter ve banka kasalarında uzun yıllar boyunca saklanmıştı. Şimdi zamanı geldiği için açılıyor ve orijinaline sadık kalınarak yayınlanıyor.

Yeryüzünde hiçbir kişi ya da organizasyon yukarısının iradesine karşı duramaz. Tarih ve saat, günle karar vermişse, o eylem yerine gelecektir. İlahi düzen kendi tesirini sağlayacaktır.

Gezegenin yeniden düzenlenişinde bir nokta olacak bu bilgiler, 54 yıl bekleyip insanların realitelerinin asgari seviyede anlama zamanını seçmiştir. Hiçbir ölümlü onun iradesini değiştiremez.

İşte o gün, o an geldi. Yüce idrak planlarının şuurları açan hediyesi artık maddeleşti. Yeryüzü bundan sonra daha farklı dönecek ışığı başka görecek, sesi değişik duyulacaktır.
Kalplerdeki mühür için çözülme vakti gelmiştir. Gerçek ile yüksek idrak alemlerinin hizmetlerinin yapmak üzere bekleyenlere ne mutlu!

Zaman vazife ve hizmet zamanıdır. İş yeni başlamıştır. Şuurlardaki tortular atılmalı, yeni bilgiden yola çıkarak hızla anlayışlar değiştirilmelidir. Sevgi planın yeryüzüne sunduğu fırsatla adımları sıklaştırıp, geleceği yeniden düzenlemeliyiz.

Kutlu olsun! Bilgi ve sevgi mevsimi hükmünü sürmeye başladı.

{BİLYAY VAKFI ve Metapişik Tetkikler ve İlmi Araştırmalar Derneği}


DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM

"DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM", küre üzerinde yaşayan insanların en kutsal amacıdır, çünkü bu olgu içsel bir ihtiyaçtır ve varlığın yaradanına aktidir.... Bu amaca ulaşma faaliyetlerinde şiddet, nefret, kin gütme ve farklı realitelerdeki insanları ötekileştirme gibi duygu ve davranışlar insanın içsel gelişimini köstekler. Yerküre üzerinde yaşarken sarılmış olduğumuz ve dosdoğru zannettiğimiz bütün realitelerimizin, değer yargılarımızın ve sahip olduklarımızın fizik ötesi ve evrensel prensipler tahtında aslında bir illüzyon olduğunu unutmamalıyız.
KÜRESEL ÖLÇEKTE ileriki  dönemlerde dozu daha da şiddetlenecek olan bu değişim ve dönüşüm hareketleri içerisinde bulunacak biz yetişkinler, gençlerimize ve çocuklarımıza sevgi-saygı, barış ve uyum dolu bir dünyayı bırakmanın gayreti ve farkındalığı içerisinde olmalıyız.
T.Özenç )
_____________________________________________________________

 Gelecek,dünya üzerindeki beşeri faaliyetin iniş çıkışları ile doludur.
 Gelecek, elinizdeki bilgilerin yetersiz kalıp, kendi. üzerinize hücum etmesiyle doludur.
 Gelecek, beşer şuur ve vicdanının yükseleceği ve şaha kalkacağı zamanlarla doludur.

Bunlar birer kehanet değildir. Varlıklarınızı ince duygularla, ve temiz düşüncelerle yıkamaya alışmanız için, her ne olursa olsun vakit geçmiş değildir.
Çünkü, sizin şu andaki nesliniz, yükü fazla olan ve ızdırap ile bunlardan kurtulma mukadderini yüklenmiş bir nesildir. Sizin mutluluğunuz bile, ızdırap üzerine kurulmuştur. Bunu hiç unutmayınız. Kendinizi mutlu eden olayların ardı fedakarlık doludur. Kendinizi mutlu eden olayların ardı acı doludur. Kendinizi mutlu eden olayların ardı ızdırap doludur. Kendinizi mutlu eden olayların ardı elem doludur. Kendinizi mutlu eden olayların ardı yorgunluk doludur. , Kendinizi mutlu eden olayların ardı ter ve gözyaşı ile doludur.

S.Planı - Ruhsal Tebliğler 17.07.1970

8 Haziran 2014 Pazar

SEN


Bir idrak noktasında
Muhtaç bir varlık,
Başka bir idrak noktasında
Kapsayıcı Tanrı olan, sen !

Sonsuzdan gelen esintilerin
Ferahlığını duymak istersen,
Sonsuz Zeka’nın kapısını 
Aralamaya çalış.

T.Ö, 10.03.2014
İstanbul

İLÂHÎ NİZAM ve KÂİNAT




12 Mayıs 2014 Pazartesi

ANNELERE SEVGİLER......

Yaşam denilen olgu;
Tek ve sonsuz yaratanın sevgisiyle beslenmiş, ışığıyla kutsanmış titreşim boyutlarında ilahi bir arzunun gerçekleşmesi için akıp giden ve genişleyen varlıksal faaliyetlerdir.

Her bir deneyim “Kutsal”dır.

Bu kutsal deneyimlerinde,
Annelerimize hürmetler ve sevgiler…

T.Ö
Bakırköy, 11.05.2014


2 Nisan 2014 Çarşamba

DÖRTLÜKLER / ARAMAYIN ONU GÖKTE !


Deli gönül coşar oldu
O’na doğru koşar oldu
O’nun aşkıyla kavruldu
Seher yeli gibi savruldu.

O cihanda her zerrede
Ne ararsınız umrede
O’nu bulmak isterseniz
O serde, her zerrede.

Kâmil insan olmak için
O’na koşup varmak için
Aşkıyla yanmak için
Aramayın O’nu gökte.

Rahimdeki ceninde O
Topraktaki bedende O
Çiğdemdeki çiğdedir O
Depremdeki şiddette O.

O’na koşup varmak için
O’nu anıp yanmak için
O’ndan rahmet almak için
Aramayın O’nu gökte.

Bedendeki her hücrede
Felekteki her sillede
Canandaki tendedir O
O’dur, ruhtaki per'de.

Kur’an da ki ayette O
Duada ki ellerde O
Bedendeki nurdadır O
Aramayın O’nu gökte.

Yağmurda ki damladır O
Petekteki baldadır O
Çiçekteki sırdadır O
Aramayın O’nu gökte.

Kainatlar titrer durur
Kalpler ürperir vurur
Nabızlar, O isterse durur
Aramayın O’nu gökte.

Bu sözdeki sırra bakın
O gün gelecek çok yakın
O’nu anıp şerden sakın
Adaleti  boldur Hakk’ın.

Göz süzüldü O’na doğru
Kalpler durdu O’na doğru
Ruh yükseldi O’na doğru
Aramayın O’nu gökte..


06.04.1991, Fındıkzade