Zaman Yolcuları Uyanış
Zamanlarında mı Geliyorlar? Ya da Mahşer Zamanı Olduğu İçin Bilgileri Tekrar Gündeme
Geliyor? Zaman Yolcuları Asli Zaman mı Kullanırlar ?
Hızır, Zülkarneyn (İdris
Peygamber- Hermes Trismegistus) Yedi Uyurlar, Yuşa ve Dünyanın merkezi olarak
kabul edilen Mistik Şehir İstanbul (Ayasofya’daki Kutsal Emanetler) arasında şimdilik
tam bilemediğimiz bağlantılar mı var?
Rahman ve Rahim
olan Allah'ın adıyla
1 Hamd o Allah'a
ki,kuluna Kitap'ı, kendisinde hiçbir eğiklik ve çelişme yapmaksızın indirdi.
3 , Onlar o hal üzere
SONSUZA dek kalıcıdırlar.
9 Yoksa sen o
Ashab-ı Kehf'i, mağara ve kitabe yaranını,bizim ayetlerimizden,hayrete düşüren
bir tanesi mi sandın ?
10 Hani, o yiğit
gençler o mağaraya sığındılar da şöyle dediler: 'Ey Rabbimiz,katından bir
rahmet ver bize ve bizim için bir çıkış yolu lütfet işimize.'
11 Bunun üzerine
bir çok yıl boyunca mağarada onların kulakları üzerine ağırlık vurduk.
12 Sonra onları dirilttik
ki,iki zümreden hangisinin kaldıkları süreyi daha iyi hesap edebileceğini
bilelim.
Kur'an-ı Kerim ve
Türkçe Meali
Prof.Dr.Yaşar Nuri
Öztürk 1994
Ashab: Dost,
arkadaş, ahbap, yaren anlamına gelir.
Kehf ise, mağara
anlamına gelir. Ashab-ı Kehf mağara arkadaşları, mağara yarenleri, mağara
erenleri anlamına gelir.
Bizim anlayışımıza
göre, Yedi uyurlar, kıyametten önce ve sonra , bir devrin bitiminde ve başlamasında,
insanlara doğru yolu göstermek üzere , Semavi Yönetim’in Hızır sembolü ile özelleştirdiği
vazifeli kişiler .Görevlerini yapıyorlar, sonra, ait oldukları yere dönüyorlar
yani tekrar gelecekleri zamana kadar, kayboluyorlar. Ama aslında uykuya dalmıyorlar
ya da kaybolmuyorlar sadece kendi zamanlarına geri dönüyorlar.Biz buna mağarada
300 yıl uyudular diyebiliyoruz. Oradaki uyku bir sembol, ayrıca insanın uykuda
olduğunu ve kıyamet zamanı uyanacağını da ifade ediyor.
Araştırmalarda, Zülkarneyn-İdris
Peygamber-Hermes Trismegistus’ un aynı kişi olduğunu tespit ettik.
Kuran’da çok ilginç
olan birkaç sure var ama bunlardan Kehf suresi gerçekten mucizeler saklıyor,
henüz bu sırlar çözülmüş değil. Bize göre; Kur'an’ın da en önemli konusu olan “geçmiş
medeniyetlerden kalan kütüphaneler” hakkında bilgi vermesi onun mucizesidir. Zülkarneyn
denen şahsiyetin, bu kütüphanelerin ya da yeni bir bilgi kapısının açılmasıyla
direkt ilgisi var. Asli zaman kullanabiliyor, zaman enerjisine hakim, kendi
zamanını kendi ayarlıyor da denebilir. Kendi zamanını ayarlamak aynı zamanda
Semavi Yönetim Sistemi’nin izniyle çeşitli sistemleri harekete geçirmek,
vazifeli olarak çalışmak, yüksek planlara, vazife kadrolarına dahil olmak
demektir ki, Yedi Uyurlar'ın bu kadrolara ait varlıklar olduğu belli. Kur’an’da
hakkında en az bilgi verilen ve asla yorumlanamayan önemli bir ayetle karşı karşıyayız
ve daha derinlemesine araştırmak ihtiyacı duyuyoruz.
Ana fikir olarak
insanlık ailesi için “YENİ BİLGİ KAPILARININ AÇILMASI” da diyebiliriz. İnsanın
kendinde saklı olan Tanrısal niteliklerini kavraması, evrenle olan ahengini tam
manasıyla anlaması, aynı zamanda yedi şakrasının da doğru çalışması anlamına
gelir. Şu anda evrenselleşmemiş bilgilerimiz nedeniyle yedi şakramız da
uyumaktadır. Aslında bizler de uyuyor sayılırız. Bölük bölük manevi inançlara
sahip olup, bizden olmayana karşı çekimser kalmaktayız. Yeni Bilgi Kapılarının
Açılması bize tüm manevi öğretim sistemleri arasındaki gerçek bağları, Kutsal
Bilgilerin Aşkın Birliğini anlatacak. Bu dönemde gerçek dünya tarihini anlatan
bazı özel bilgi ve belgelerin de saklı oldukları yerlerden bir bir açığa çıkacaklarına
dair ezoterik bir düşüncemiz de var.
(Astroset Ruhsal
Araştırmalar Grubu)
Kehf Suresine
farklı açılardan bir başka bakış:
Tanrı’nın
hikmetlerinden sual olmaz.
Farklı rivayetlere
göre sayıları bilinmeyen ancak bizzati Kur’an-ı Kerim’de yedi kişi olup zalim
bir hükümdarın zulmüne direnen İman sahibi olan bu zatlar bir mağarada veya yer
altında Tanrı tarafından üçyüzdokuz sene uyuduktan sonra uyandırılmış ve “O” nun
kudret ve hakimiyetinin delillerinden biri olmuşlardır.
1- Yedi Uyurlar
Zaman Yolcuları, Gelecekten Geliyorlar, aynı zamanda insanlığın geleceğini
simgeliyorlar.
2- Geçmişin Kadim
Bilgilerinin Açığa Çıkma Zamanının Geldiğini de Simgeliyorlar.
Mısır’da Büyük
Piramitin altında kraliçe odasından gidilen bir dehliz olduğu ve orada gizli
bilgilerin kanıtların bulunduğuna dair bir duyumumuz vardı zamanı gelince açılacaktı
acaba o zamanlar mı geliyor diye düşünmeden edemedik?
3- Uykularından
uyandıklarında insanlığın uyanışı başlayacak. Yedi sayısı Rabb’in dünya yönetimi
için kullandığı sayı ayrıca yedi şakramız var. Şakraların tam açılması ve
kundalinin harekete geçmesiyle DNA’larımızda da değişiklik olacak ve Altın Çağın
Aydınlanmış insanları oluşacak ama birgünde, bir haftada değil, emekle-çabayla,
kendini tanıma uğraşları vererek, alın teri dökerek oluşacak bu bilinç aydınlanması.
Dünya üzerinde şu an uyanışa hazırlanan pekçok grup olmalı. Artık bu gruplara
uyanış ve uygulama zamanının geldiği hatırlatılıyor diyebilir miyiz?...
İnsan vücuduna karşıdan
bakıldığında orta sağ ve sol kanallar olmak üzere aşağıdan yukarıya enerjinin
ilerlediği ana üç kanal vardır. Bunlardan orta kanal aydınlanma kanalı dediğimiz
omurgadır. Bu aynı zamanda “Asa” olarak irfani dilde zikredilmiştir. (Çift yılanın
sarıldığı asa simgesi, uykuda olan insanın omurgası üzerine iki enerjiyi
dengeleyerek kıyam etmesinin simgesidir.) İşte uyuyan bu yedi enerji merkezine
karşılık gelen insandaki kendi varlıklarının sema katlarında bulunan, Hakikatin
yansımaları olan bu değerli zatların, artı ve eksi mana kutuplarında denge olduğuna
ve artı eksi prensipleri asli zaman prensiplerine uygun kullandıklarına dair
lvurgu yapılmaktadır.
“(İçlerinden biri
demişti ki): Madem ki, onlardan ve Allah’tan başka taptıklarından uzaklaşmayı tercih
ettiniz, o halde mağaraya çekilin ki, sizin için Rabbiniz rahmetini yaysın ve
size işinizden bir kolaylık hazırlasın.” “Güneşi görüyorsun ya, doğduğu vakit
mağaralarından sağ tarafa meyleder, battığı vakit de onları sol tarafa makaslar.
Onlar mağaranın geniş bir yerindedir. İşte bu Allah’ın mucizelerindendir. Allah
kime hidayet ederse, işte o hidayete ermiştir; kimi de saptırırsa artık ona doğru
yolu gösterecek bir yardımcı bulamazsın.”
Ayrıca bu ayette kıyamın
simgesi olan çift enerji kutbunun birbirini kesecek şekilde sararak yukarı yükselen
şekline bir göndermenin olduğu görülmektedir. Güneş doğduğunda yani kişi kıyam
ettiğinde nurun sağa meylettiği batarkende-geri çelirken de sola sarmal
hareketi ile makaslayarak meylettiği vurgulanmaktadır.
İnsanlar uykudadırlar.
Ancak ölünce uyanırlar.” Ya da kıyamet zamanı, sarsıcı dünya olayları, doğal
afetler aracılığıyla biraz da korkarak uyanırlar. Bizim önerimiz korkuya gerek
kalmadan, kendi uyanışımızı ve kıyamımızı sevgi ve yumuşaklıkla yaşamaktır.
Burada uyanan yedi
uyurların, mağara dışında duran iki kolunu uzatmış yatan köpeklerine vurgu yapılmaktadır.
Burada köpek, sadakat ve vefa simgesidir. Daha da önemlisi iki kolu, yani iki
enerji sarmalı uzanmış, ayağa kalkmış halde bulunan hidayete ermiş kişinin
Nefsi dir. “Biz onları sağa sola çevirdik” ten maksat birbirine sarılarak yukarı
çıkan iki enerji sarmalıdır. Kişide kıyam hali oluşunca alttan üste doğru yedi
enerji noktasında ayağa kalkan iki zıt enerji sarmalı hızlı bir şekilde kişinin
vücudunda yükselir. Bu kuvvetli bir radyoaktif güç ile Zati nurun hakimiyet
kurması ve perde kalkması sonucunu doğuracaktır. Bu noktada kişinin zihinsel
faaliyetlerinin açığa çıktığı korteks, yani beyin zarı üzerine bu yedi enerjinin
birleşimi ile açığa çıkan Kozmik bilinç, enerji yolu olarak hakimiyetini tesis
eder. Kişi bu yedi Zata, yani yedili sistem olan kurulan enerji semasına ve
semavi yönetimi tam bir teslimiyet göstermesi gereken bir durumla karşılaşır. Kişinin
İlahi Akıl nuru ile açığa çıkan sekizinci zati hakikati bedenin dışındadır, bu
onun ruhudur İnsanın özü yani ruhu ilahi akıl cevherini kullanabilmesini ister.
Bu cevherin sınırı ve titreşim ile işlemesinin bedendeki maddi yansıması ise
korteks-beyin zarı dır. Yani mağara dışındaki köpek “Rakım” (beyin zarı)-Nefis-Kulluğunu
tam farketmiş olan “Ben” dir. ”Onları görseydiniz”den maksat ise bu hakikati yaşasaydınızdır.
Bunlar tekamülde hayli üst aşamalardır, hemen ulaşılacak noktalar değildir ama
temel bilgi olarak bilmekte de yarar vardır, ileriye doğru hamle yapmak
konusunda destekleyici güç verir.
4- Zülkarneyn çift
zaman kullanmakta yani zaman ve mekana hakim bir varlıktır tıpkı Hızır gibi. İstediği
zaman istediği yerde olması İlahi Nizamda anlatan Asli zaman kullanma
yetkisinin olmasından kaynaklanıyor.
Kişinin kendi
hakikati yönünde kıyam etmesi Zulkarneyn kıssası ile daha da açılmaktadır. Zulkarneyn
“Çift boynuz sahibi” demektir. Bunun manası çift kutuplu enerjinin sesini çıkartabilmesi,
yani kıyam etmiş olmasıdır. Kıyam ses ile gelir. Bu yolla Rabbi ona bir hükümranlık
vermiştir. (Velayet Sırrı)
5- Buradaki kıyamet
önce kişisel kıyamettir, Yedi Uyurlar'ın bilgelikle uyanışları insanın uyanışı ve
uyanmış insanları simgeler, o belli zümreler halinde insanlar uyandıktan sonra
da beşeri kıyamet yani beşeri uyanış, aydınlanış başlar çünkü daha önce uyanıp
yol gösterecek birilerine her zaman gerek vardır. Zülkarneyn yani İdris
Peygamber, Hermes Trismegistustur. Hermes astrolojinin kurucusudur. Bu da aydınlanma
çağında kişisel haritaların büyük önem taşıyacağını gösterir. Kendisi hakkında
bilgi edinmenin en pratik yolu haritadır. Doğum haritası doğru yorumlandığında
buraya gelirken yaptığımız planın küçük bir özeti ya da yansımasıdır.
Karanlıktan çıkışı
sağlayacak rehber şahsiyetlerden birisi Zülkarneyn idi. Zülkarneyn'in "iki
boynuzu" sadece maddî kudret, güç ve iktidarı göstermiyordu. O, kendi çağının
adil bir hükümdarıydı ve aynı zamanda dünyevî otoritesinin yanında mânevî/rûhânî
gücü de temsil ediyordu. Bir anlamda "çift boynuz" insânın bu âlemdeki
yaşayış/yürüyüş dengesinin nasıl sağlıklı gerçekleşeceğinin de bir işâretiydi. Ruh
ve Beden bütünlüğünü ifade ediyordu. Zülkarneyn aynı zamanda "doğru bir
amaca varmak için doğru araçları seçen" bir yöneticiydi. Bu nedenle
sorumlu olduğu insânların üzerine Güneş'i her an doğuracak kadar merhametliydi.
Güneşi her an doğurmak, Güneş Okulu adı da verilen Sirius B’nin yüce ve yüksek
tesirlerinin yeryüzüne inmesine aracılık etmektir.
6-Zülkarneyn’in çift
boynuzu görünen ve görünmeyen dünyaları da simgeliyordu, boğa sembolüyle de bağlantısı
olabilir. Boğa yeniden doğuşun sembolüdür.
Boğa’nın
simgeselliğini hemen hemen tüm kültürlerde görmekteyiz. Yeniden doğuşun, doğurganlığın,
yaşamın ve göklerin simgesi olarak karşımıza çıkmaktaydı. Takımyıldızı ile de
bir bağlantısı olabileceğini hatta köklerimizin belki de bu takımyıldızından
geldiğini, ya da Nuh tufanında DNA örneklerimizin bu takımyıldızında saklandığı
ve daha sonra da dünyaya tohumların ekildiğini de düşünebilir miyiz? Ve üstü kapalı
simgesel olarak boğa figürleri her zaman yeniden dünyaya gelişi, yeniden doğuşu
anlatmaya çalıştı üstü kapalı, örtülü ve bürünen şekilde.
Çok şey
biliyorlardı fakat bunu ifade etmek için sembol dilini kullandılar, kendimiz
bulalım ve keşfedelim diye deliller ve ipuçları bıraktılar. Kim bilir belki de
bildiklerinin tam açıklanmasını istemediler. Çünkü bilgi öyle hemen öğrenilecek
türden değildi ve bizim zamanımızda, onların değerli bilgilerinin heba olup
gideceğini düşünmüş de olabilirler.
Yüksek yerler ülkesi
Anadolu’nun ismi de torların ülkesi anlamına gelmektedir. Torların ülkesi, boğaların
ülkesi, yüksek yerlerin ülkesi, ışıkların ülkesi Anadolu. Anadolu’nun Birleştirici
vazifesine de atıflar var.
Uyanış zamanı Anadolu
topraklarında, SİRİUS’un otomatik istasyonu olarak şu anda bilmeden vazife
yapan, büyük sayıda insanda uyanışa geçecek, toplu bir uyanış, birlik ve
beraberlik ruhu gerçekleşecektir diyor ezoterik metinlerimiz. Bilginin her
tekamül noktasındaki insan için birleştirici hale gelmesi için yaşanacak
olaylar mutlaka var.
Astroset Astroloji
ve Bireysel Gelişim
www.astroset.com