26 Haziran 2022 Pazar

RUH-ÜL KUDÜS, ADEM ve HAVVA

 RUH-ÜL KUDÜS: Tüm sezgiler, tüm ilhamlar ve tüm moral bilgiler bu kanaldan gelir, şimdi olduğu gibi! 

Ruh-ül Kudüs, her Din Günü boyunca tüm insanlığın moral evrimini düzenleyen Vicdan Planıdır.

Ruh-ül Kudüs, sadece bireyin ve bireylerin evren bilgisi dışındaki tüm manevi durumlarıyla ilgilenen, onların evren bilgisini alma yolundaki tüm gayretlerini değerlendiren bir Plandır. O aslında tüm insanların içindedir.

Başka bir deyişle, ona çok kapsamlı bir tesire ve hakimiyete sahip Vicdan Organizasyonu ya da İdare Mekanizması diyebilirsiniz.


Adem sembolü, üç boyutlu realitenizde ve sizden gayrilerin üç boyutlu realitesinde büyük bir dengeyi ifade eder. İkili denge unsurunun aktif sembolleridir. 

Gerek maddede, gerekse madde üstü durumlarda, evren düzeni içindeki genel uyumu sağlama, ancak birbirini etkileyen ayrı güçlerin varlığıyla mümkündür.

Psişik güce sahip insan, deneyim alanı itibariyle olumlu ve olumsuz iki tesir planı arasındadır.

Bu iki plan, kendi alanlarındaki varlıkların kaderiyle doğrudan doğruya ilgilenmeksizin aralarındaki savaşı sürdürürler.

İşte insan bu savaşın içinden geçmek ve kendini yükseltmek zorunda olan bir varlıktır.

Adem’in cennette oluşu, bu iki tesir planının dışında yaşayışını simgeler. Cennetten kovulma ise, içinde bulunduğu planın dışındaki realite hakkında varlığın bir takım hayallere ve düşüncelere ulaşması ve bunu istemesidir. Her istek yanıtlanır!

Havva, hem varlığın içinde bulunduğu olumlu ve olumsuz iki planın karışımını ifade eder, hem de varlığın (burada Adem’in) içinde bulunduğu sistemdeki fonksiyonunu çizer. Bu fonksiyon, Adem’in aynı zamanda hem olumlu hem de olumsuz karaktere sahip bir varlık olarak bu savaş alanında başarıya ulaşabileceğini gösterir.

Havva’nın Adem’e yedirdiği yasak meyve, bilgi edinme isteğinin fiiliyat evresine çıkmasıdır. Yılan sembolü ise, insanlara iki anlamda verilmiştir. Biri olumlu biri olumsuz. Olumlu anlamda yılan, Ruhi İdare Mekanizmasının koruyuculuğunu, egemenliğini ve her şeyi kapsadığını ifade eder. Olumsuz anlamda yılan ise, olumsuz tesir planlarının olumlu tesir planı karşısındaki insana kıyasla hareket tarzını gösterir.


Dünya ortamı, gayet süratli bir şekilde, her tür olayıyla uyum içinde olumlu bir birliğe doğru gitmektedir. Şimdiye kadar yeryüzündeki moral kurumlar, bireyin sadece hayal ve düşünce olarak diğerkam olmasını temin edebilmiştir. Şimdi ise, aktif birliğin gerektirdiği bir durum ve değişim söz konusudur. Birey artık diğerkamlığını fiilen ve bilgiyle ortaya koymak zorundadır.


Ruh-ul Kudüs tüm gücüyle gökten yere doğru uzanmaktadır. Bu uzanış her zaman elbette sevinç çığlıkları içinde değil, belki de ıstırap iniltileri içinde olacaktır. Belanın türlüsü gözlemlenecektir.  Neden? Çünkü birey kendine çok evvelden beri el uzatmış olan Ruh-ul Kudüs’ün tesirleriyle beslenmeyi, ona göre hareket etmeyi kolaylıkla öğrenememiştir. Kaybetmeyecek olanlar bu talimi yapmış olanlardır.

İnsanların yapması gereken en pratik iş vicdanın sesini dinlemektir. O ses Ruh-ül Kudüs’ün uç noktalarıdır, yani insanın moral yükselişini sağlayan en yüksek kanal, besleyici ana boru ve kaynaktır.

Tüm sezgiler, tüm ilhamlar ve tüm moral bilgiler bu kanaldan gelir, şimdi olduğu gibi! 


SADIKLAR PLÂNI-RUHSAL TEBLİĞLER            (Celse: 80,    Tarih: 1.01.1966 ) 


ADOLF HİTLER ÜZERİNDEKİ KATALİTİK ETKİLER

SORU: Orion’un bazı UFO temas vakalarının kaynağı olduğunu söylediniz. Bu temaslardan ve bunların amacından biraz söz edebilir misiniz?

RA: İsterseniz iyi/kötü niyet olayının basit bir örneği üzerinde düşünün. Bu örnek Adolf Hitler’dir. Siz onu bu isimle çağırıyorsunuz. Amaç, bir toplumsal bellek bileşiminden seçkin sınıf (elit) denen bir bölümü seçerek birlik yaratmak, sonra da seçkin olarak görülmeyen varlıkları çeşitli eylem ve uygulamalarla tutsak etmekti. Sonra da, böylece ayıklanmış olan toplumsal bellek bileşimini alıp bunları, Orion adı verilen grup tarafından “İmparatorluk” olarak adlandırılan bir düşünce sapmasına (çarpık düşünceye) katmaktı. Ama bir sorunla karşılaştılar. Bu da, ayrılık kavramının açığa çıkardığı büyük orandaki düzensiz, rasgele enerjiydi.  Kendi üyeleri arasındaki titreşimler uyumlu olmadığı için bu onları zayıflattı.

RA BİLGİLERİ 1
Celse 7,  25 Ocak 1981


SORU: Katalizörlerin bu bireyler üzerindeki en önemli etkilerini vurgulamakta kullanabileceğimizi düşündüğüm bir isim listesi yaptım. Şimdi de aynı tip bilgiyi Adolf Hitler için soracağım. Bu konuda biraz bilgi vermiştiniz zaten. Onları tekrarlamanız gerekmez. Bu bilgileri tamamlayabilir misiniz?

RA: Adolf adlı varlıktan söz ederken biraz zorlanıyoruz. Bunun nedeni, varlığın yaşam modelindeki yoğun karmaşa olduğu kadar, onun adı anıldığında ya da hakkında konuşulurken karşılaşılan büyük karışıklıktır.
Burada yeşil ışının anahtarına sahip olmadığı halde, en yüksek enerji ışınlarını faaliyete geçirmeye çalışan bir örnek görüyoruz. Bunun için de, gerek pozitife gerekse negatife doğru kutuplaşmasını bütünüyle iptal etmiş oldu. Bu varlık temelde negatifti. Ama karışıklığı öyle büyük boyutlara varmıştı ki, kişiliği parçalanıp dağıldı ve akıl/beden/ruh bileşimini hasat edilemez ve şifaya muhtaç bir duruma getirdi. Bu varlık, seçkinlerin ve kölelerin varlığını öngören negatif modeli seçmişti; bu modelin toplumsal yapı için yararlı olacağını düşünüyordu. Ancak, bilinçli bir kutuplaşmadan, sizin deyiminizle bir alacakaranlık dünyasına doğru sürüklendi; bu dünyada düşler sizin zaman ve mekân sürekliliğinizdeki olayların yerini almıştı. Böylece bu varlık, Yaratan’a, kendine-hizmet yolunda hasata uygunluk kazanarak hizmet etme çabasında başarısız oldu. Onun için, yaşanan deneyimlerin sağlayabileceğinden daha çabuk kutuplaşmaya çalışan varlıklarda rastlanan ve adına delilik denilen hale bu varlıkta da rastladık. Sizi daha önceki celselerde zaman zaman tedbirli ve sabırlı olmanız konusunda uyarmıştık; şimdi, sentezle birleştirilmiş ve bütünleştirilmiş bir akıl/beden/ruh bileşimi için gerekli dikkati sarf etmeden gerçekleştirilen aşırı hızlı kutuplaşmalara bu varlığı bir örnek olarak gösteriyor ve sizi tekrar uyarıyoruz. Kendini bilmek, sağlam bir toprağa temel atmak demektir.

SORU: Teşekkür ederim. Sanırım bu çok önemli bir örnekti. O dönemde Adolf’un maiyetinde bulunanlar arasında negatif yolda hasat edilebilecek şekilde kutuplaşanlar olup olmadığını merak ediyorum.

RA: Hasat edilecek uygunluğa gelen varlıkların sadece iki tanesinden söz edebiliriz, ötekiler halen enkarnedirler. Bir tanesini Hermann olarak biliyorsunuz, diğeri de -kendi tercih ettiği adla çağırırsak- Himmler’di.

RA BİLGİLERİ 2
Celse 34,  4 Mart 1981