
RA: İsterseniz iyi/kötü
niyet olayının basit bir örneği üzerinde düşünün. Bu örnek Adolf Hitler’dir. Siz onu bu isimle çağırıyorsunuz.
Amaç, bir toplumsal bellek bileşiminden seçkin sınıf (elit) denen bir bölümü seçerek
birlik yaratmak, sonra da seçkin olarak görülmeyen varlıkları çeşitli eylem ve
uygulamalarla tutsak etmekti. Sonra da, böylece ayıklanmış olan toplumsal
bellek bileşimini alıp bunları, Orion adı verilen grup tarafından “İmparatorluk”
olarak adlandırılan bir düşünce sapmasına (çarpık düşünceye) katmaktı. Ama bir
sorunla karşılaştılar. Bu da, ayrılık kavramının açığa çıkardığı büyük orandaki
düzensiz, rasgele enerjiydi. Kendi üyeleri
arasındaki titreşimler uyumlu olmadığı için bu onları zayıflattı.
RA BİLGİLERİ 1
Celse 7, 25 Ocak 1981
SORU: Katalizörlerin
bu bireyler üzerindeki en önemli etkilerini vurgulamakta kullanabileceğimizi düşündüğüm
bir isim listesi yaptım. Şimdi de aynı tip bilgiyi Adolf Hitler için soracağım.
Bu konuda biraz bilgi vermiştiniz zaten. Onları tekrarlamanız gerekmez. Bu
bilgileri tamamlayabilir misiniz?
RA: Adolf adlı varlıktan
söz ederken biraz zorlanıyoruz. Bunun nedeni, varlığın yaşam modelindeki yoğun
karmaşa olduğu kadar, onun adı anıldığında ya da hakkında konuşulurken karşılaşılan
büyük karışıklıktır.
Burada yeşil ışının
anahtarına sahip olmadığı halde, en yüksek enerji ışınlarını faaliyete geçirmeye
çalışan bir örnek görüyoruz. Bunun için de, gerek pozitife gerekse negatife doğru
kutuplaşmasını bütünüyle iptal etmiş oldu. Bu varlık temelde negatifti. Ama karışıklığı
öyle büyük boyutlara varmıştı ki, kişiliği parçalanıp dağıldı ve akıl/beden/ruh
bileşimini hasat edilemez ve şifaya muhtaç bir duruma getirdi. Bu varlık, seçkinlerin
ve kölelerin varlığını öngören negatif modeli seçmişti; bu modelin toplumsal
yapı için yararlı olacağını düşünüyordu. Ancak, bilinçli bir kutuplaşmadan,
sizin deyiminizle bir alacakaranlık dünyasına doğru sürüklendi; bu dünyada düşler
sizin zaman ve mekân sürekliliğinizdeki olayların yerini almıştı. Böylece bu
varlık, Yaratan’a, kendine-hizmet yolunda hasata uygunluk kazanarak hizmet etme
çabasında başarısız oldu. Onun için, yaşanan deneyimlerin sağlayabileceğinden
daha çabuk kutuplaşmaya çalışan varlıklarda rastlanan ve adına delilik denilen
hale bu varlıkta da rastladık. Sizi daha önceki celselerde zaman zaman tedbirli
ve sabırlı olmanız konusunda uyarmıştık; şimdi, sentezle birleştirilmiş ve bütünleştirilmiş
bir akıl/beden/ruh bileşimi için gerekli dikkati sarf etmeden gerçekleştirilen
aşırı hızlı kutuplaşmalara bu varlığı bir örnek olarak gösteriyor ve sizi
tekrar uyarıyoruz. Kendini bilmek, sağlam bir toprağa temel atmak demektir.
SORU: Teşekkür
ederim. Sanırım bu çok önemli bir örnekti. O dönemde Adolf’un maiyetinde
bulunanlar arasında negatif yolda hasat edilebilecek şekilde kutuplaşanlar olup
olmadığını merak ediyorum.
RA: Hasat edilecek
uygunluğa gelen varlıkların sadece iki tanesinden söz edebiliriz, ötekiler
halen enkarnedirler. Bir tanesini Hermann olarak biliyorsunuz, diğeri de -kendi
tercih ettiği adla çağırırsak- Himmler’di.
RA BİLGİLERİ 2
Celse 34, 4 Mart 1981
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder