30 Ekim 2020 Cuma

RÜYA - VAN DEPREMİ 2011

RÜYA
(23 Ekim 2011 Pazar sabahı)


Sabaha karşı sıkıntılı bir şekilde uyanıyorum. Gece boyunca, anımsamaya çalıştığım fakat bir türlü hatırlayamadığım karmaşık rüyalar içinde buldum kendimi.. Tekrar uykuya dalıyorum. Bir süre sonra uyanıyorum ve bir Pazar sabahına merhaba diyorum. Kahvaltı sonrası, sürekli olarak anımsayamadığım rüya görüntülerinin bilincimin yakın bölgelerine gelmesi için çabalıyorum. 

Nihayet en son görüntü dizisini, son olarak uykuya daldığımda gördüğüm rüya görüntülerini hatırlayarak not ediyorum.

Rüyamda beton artıkları, inşaat ve moloz yıkıntıları gibi köhne-karanlık bölgelerde kendimi buluyorum. Gri renkli toz ve moloz yığınları arasında daracık tünel gibi yığıntılar içinde adeta sürünerek ilerliyorum.! 

Sonrasında ilk satırlarda belirttiğim gibi uyanıyorum ve bir Pazar gününü selamlıyorum. Uyandığımda saat 08:15 civarındaydı.



YUNUS'un hikayesini hatırla...

NOT : 23 Ekim 2011 Pazar günü öğleden sonra saat 14:00 civarında televizyon yayınlarından son dakika haberleri veriliyor. Van ve Erciş ilçesi merkez olmak üzere Doğu Anadolu’da saat 13:41 de 7.2 alet büyüklüğünde bir deprem olduğu belirtiliyor. Doğu Anadolu’nun bir çok ilinde ve İran sınırı yerleşim bölgelerinde de hissedildiği anlatılıyor. Daha sonraki saatlerde çok sayıda binanın yıkıldığı, ağır hasar gördüğü ve enkaz altında insanların bulunduğu bildiriliyor. Bu olayı takip eden günlerde, 9 Kasım 2011 Çarşamba günü de saat 21:23 de alet büyüklüğü 5.6 olan Van merkezli ikinci bir sarsıntı meydana geliyor.                                              


7.2 lik ilk sarsıntıda 600 kişiden fazla ölü, 2600 civarında yaralı insanımız bulunuyordu.Bu sayının içinde hayatını kaybeden 64 öğretmenimizde vardı. Arama kurtarma ekiplerince enkaz altından yaklaşık 220 kişi sağ ve yaralı olarak çıkartıldı.Binlerce ev hasarlı veya oturulamaz durumdaydı. İkinci sarsıntıda ise yaklaşık 40 vatandaşımız hayatını kaybetti.

Tayfun Özenç
11 Kasım 2011, Bakırköy

26 Ekim 2020 Pazartesi

BU VİZYON REALİTE ORTAMINDA TEK BAŞINASIN !



  ismailkececi, 25 Nisan 2015

Soru- Evrensel insanlar hep yalnızlığa mahkum mudur?

İ.K.- Mahkum değildir fakat kozmik bir gerçeği idrak ettiklerinden kendilerini yalnız hissederler.

Mesela vizyon olan bu realite ortamında aslında senden başka varlık yoktur ve hatta sen dahi bir hologramdan ibaretsin.

Senin şu anda algılamakta olduğun ortam ve varlıklar sadece seni oluşturmakta olan her şeyin yansımasından ibarettir.
Bunların tümünün gerçekmiş gibi algılanmasını sağlayan da beynimizin bir fonksiyonu olan ZİHNİMİZdir.

Soru- Peki o zaman şu an yaptıklarım da bir hayaldir demek ki, gerçeklik yok, konuşmamız bile. Etrafımdaki herşey buna bakılırsa bir yansıma.

İ.K.- Evet aynen doğru. Bunların tümünü gerçekmiş gibi görmemizi sağlayan da beynimizin bir fonksiyonu olan ZİHNİMİZdir

Soru- Ama bunları yazmamız bile gerçek gibi geliyor, öylesine gerçekci duruyor ki. Peki, gerçek dediğimiz şeye nasıl döncez?

İ.K.- Evet bu yazdıklarımız gerçektir. Kozmik yapı da bir gerçektir fakat bir noktada doğan sen, yaratmayı öğrenebilmek için bir manyetik alan oluşturdun ve içine de kendini oluşturan tüm kozmik yapıyı ve tüm varlıkları yansıtarak vizyon yaşamını başlattın.
Bu manyetik alanın tamamen boş olduğunu algılayana kadar düşünce ve yaratma antrenmanına devam edersin. Manyetik alanın boş olduğunu idrak edince yine denen gerçek yaşama döneriz. Yani düşünce okumuz gerçek yaşamdaki öz bilinç seviyesini yakaladığı zaman gerçek yaşama dönmeye hak kazanırız.  

Soru- Manyetik yapı (alan) dediğimiz şey nedir?

İ.K.- Mesela boyut dediğimiz mekan, ama bu mekanda da tüm boyutlar ve tüm varlıklar var, dünya dışı varlıklar da dahil.


Soru- Mesala gerçek olmadığını idrak ettim… Nasıl gerçekliğin farkına varacağım?


İ.K.-  Düşün, düşündüğünü yoğun olarak düşündükçe oma enerji vermiş olursun ve o düşünceyi duygu haline getirirsin. Duygular da ortam varlık ve olay olarak karşına çıkar. (Düşünce Antimaddedir, Onu Maddeye Dönüştürürsün)
Düşüncen nötr olunca ve tüm ortamı ve varlıkları da sadece sen olarak gördüğün zaman yaşamakta olduğun bu ortamın ve varlıkların vizyon olduğunu anlarsın ve yavaş yavaş bu mekan senin için boşalmış olur. Boşalmasa bile her şey için sadece seyirci olabilirsen ve dünyasal hiçbir kümeden olmayabilirsen, yani sadece dünyalı olabilirsen ve gelene geldiği için ve gidene de gittiği için izin verebilirsen, gerçekliğin farkına varırsın.

Soru- Mekanın boşalmış olması ne anlamda?

İ.K.-  Önce varlıkları ayrı ayrı farklı varlıklar olarak görürsün.
Sonra her düşündüğünün olduğunu yani her düşündüğünü kendinin yarattığını fark edersin,
En sonunda da bilinçli olarak düşünerek yaratırsın.
Bu yaratma, düşünce ile başladığına göre de önce hen negatif ve hem de pozitif düşünürsün.
Sonraları sadece pozitif düşünmeyi öğrenirsin

En sonunda da nötür düşünmeyi başarırsın o zaman idrakin yani hakikati kavrayış kabiliyetin artar. Bunların hepsi birbirine bağlıdır ve birbirinin içindedirler. Başlangıcı düşüncedir

Soru- Pozitif düşünceyi biliyorum, yani önemini ama nötr düşünmek, mantıklı değil gibi.

İ.K.-Bak, bazı renkler çirkindir dersen negatif, bazı renkler de güzeldir dersen pozitif düşünmüş olursun
Bütün renkler güzeldir, rengin çirkini olmaz diye düşünürsen sadece pozitif düşünmüş olursun,
Rengin güzeli çirkini olmaz renkler sadece vardır diye düşünürsen NÖTR düşünmüş olursun.

Soru- Peki nötr düşüncenin faydası nedir?

İ.K- Bu ortamda olan tüm kozmik yapı ve varlıklarla bir olduğunu yani ayrılıkçı bilinci bırakıp birlik bilincinde olduğun için tüm kozmik yapı ve varlıkların tek bir bütünü oluşturmakta olduğunu idrak edip bilmek.

İSMAİL KEÇECİ BİLGİLERİ
https://www.facebook.com/ismail.kececi.54?ref=br_rs




20 Ekim 2020 Salı

ACIM DÖKÜLÜYOR !

İnsan, insan ile sınanır. 
Madde boyutunun en önemli katalizör malzemeleri düalite prensibine uygun olarak yerküreye akmakta olan pozitif/negatif tesirlerin etkisi altında tezahür eden sosyal hareketler, bireysel ve toplumsal sağlık sorunları, güç sahibi olmak ve yönetmek, ya da güç odaklarınca yönetilmek, savaşlar, çatışma halleri, kitlesel hadiseler ve doğa olayları gibi araçlardır. 

İşte bir rahmet olarak bizlere sunulan ve gelişmemize katkı sağlayan söz konusu bu tesir akışlarının etkisinde olduğumuzu idrak etmeli ve bu akışların ilahi yasalar ile tanzim ve tertip edildiğini anlamaya çalışmalıyız.

Bizlere sunulan  bu tesirleri değerlendirirken özgür irademizle vicdani ve akli davranmanın yanında, içsel özgürlüğün temeli olan 'tarafsız hareket etmeyi' de başarmalıyız.

Öncelikle şu sıkıntılı dönemlerde kaybettiğimiz tüm genç kardeşlerimizin ve insanlarımızın hatırasına, sonra da;
2003 yılında kaybettiğim Annemin ve 1 Eylül 2015 tarihinde kaybettiğim Babamın hatırasına gitsin…



18 Ekim 2020 Pazar

HAK, HAKİKAT


İsmail Keçeci Bilgileri

https://www.facebook.com/ismail.kececi.54?ref=br_rs

https://beyondthepurple.wordpress.com/

16 Ekim 2020 Cuma

VİZYON - KARABAĞ/HOCALI KATLİAMI

VİZYON
Şubat 1992

Uyku uyanıklık arası bir durumdayım. (Şuurluyum.)
Bir füze rampası ve havada hedefine ilerleyen bir füze algılıyorum. Ardından bir sahra çadırı..
Askeri büyük bir çadır ve askeri hareketlilikler algılıyorum, sanki savaş durumu var.


NOT : Bu vizyondan bir kaç gün sonra Kafkasya’da , Azerbaycan ve Ermenistan arasında Yukarı Karabağ bölgesinde şiddetli çarpışmalar başlıyor. 
Ermeni çete grupları eski Sovyetler’e ait ağır silahlar ve zırhlı araçlarla KARABAĞ’a saldırıyor.
HOCALI  bölgesinde kayıplarla birlikte yaklaşık bin kişi ölüyor. Ve diğer köylerde de ölüler ve yaralılar...


🔹️Hocalı Katliamı (Azerice: Xocalı soyqırımı);
Karabağ Savaşı sırasında  Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan'a bağlı kuvvetler tarafından 1992 yılının 25 Şubatı 26 Şubat'a bağlayan gecede toplu şekilde öldürülmesi olayıdır.

Tayfun Özenç
Nisan 1992

4 Ekim 2020 Pazar

ALGILADIĞIMIZ HERKES/HERŞEY YANSIMAMIZDIR !

 


Alt sonsuzdan üst sonsuza uzanan sonsuzluğun her noktasındaki varlık, alt sonsuzdan o noktaya kadar olan tüm kozmik yapı ve varlıkların toplamından oluşmaktadır.

Algılamakta olduğun her şey ve herkesin toplamı sensin. 

Bu nedenle tüm her şeyi ve herkesi karşılıksız sevmelisin. 

Sen Olan Avatar'ın tek başına içinde bulunduğun vizyon manyetik alandaki Dünyada, Sen Olan Avatar'ın yanında, sen olan senin yansımaların olan insanlar var. 

Sen Olan Avatar'ın içinde bulunduğun vizyon manyetik alanın her boyutunda sırf senin için 343 tane evrim manyetik alanı var.

Sen Olan Avatar, bu durumun idrakinde olmalısın. Çünkü yansımaların, evrim almakla yükümlü değildir. Evrim Almakla yükümlü olan sadece üst beninin kopyası olan sensin. Yansımaların, her düşüncenden etkilenmektedirler. Ama onlar sadece, senin kendi kendini yetiştirebilmen için sana yardımcıdırlar. Vizyon manyetik alanda 19x343=6517 evrim frekansı var, fakat sen 3. Boyuttan itibaren evrim almaya başladığın için sen, 17x343= 5831 frekanstan sorumlusun.

Vizyon manyetik Alandaki evrim seviyelerinden her biri, farklı birer manyetik alandır ve sen olan Avatar, bu manyetik alanlarda bilinç olarak yükseldikçe, düşünce frekansın da yükselerek değişime uğrar. Her Bir Vizyon Manyetik Alanda Tek Bir Avatar Bulunur. Takdir edersin ki her bir Avatar, tek başına bulunduğu kendi vizyon manyetik alanında, anda bu 5831 evrim veya bilinç seviyesinin sadece birinde mekan tutar.

Her sesin bir rengi ve her rengin de bir sesi vardır. Her bir rengin ve her bir sesin de kendine göre frekansları vardır bu nedenle Avatar'ın sevmekte olduğu renkler ve sesler de Avatar'ın bulunduğu evrim manyetik alanına bağlıdır.

Manyetik alanlar ne daralır ve ne de genişler. Sen Olan Avatar, eğer frekansını, şuur seviyeni, evrimini yükseltirsen bulunduğun evrim manyetik alanın değişir ve devamla bilincini, öz bilinç seviyesine yükseltirsin. 

Sen Yansımaların Olan ortamların, varlıkların ve renklerin, seslerin bazılarını sever bazılarını sevmezsen, senin etki alanın o seviyededir. Eğer ki sen tüm ortamı, varlıkları, renkleri ve sesleri sevebilir ve bir olarak görebilirsen, etki alanın da o oranda yükselmiş olur. Yani Hangi büyüklükteki kümeyi sen veya senin olarak kabul edersen o seviyedeki bilinçte olduğun anlaşılır.


"İsmail KEÇECİ Bilgileri"

1 Ekim 2020 Perşembe

ÖZGÜR DOSTLARIMIZ


(Oliver ve Çilek)


Tanrı'nın biricik evlatları olan doğadaki Dostlarımız;

Yaratıcı'nın sonsuz gücü sizinle olsun.

Biz insanlar artık sizlere gıpta ile bakıyoruz !

Çünkü Coronavirus etkisiyle,

Yerküre üzerinde hem sizler gibi özgürce hareket edemiyoruz.

Hem de, sizler gibi birbirimizle  yakınlaşamıyoruz..

Ölüm korkusu da cabası..!!

(T.Özenç,  1.10.2020)


(Oliver / Selimpaşa)