"Kıyamet, arzın fiziki yozlaşması değildir.
Kıyameti kısaca iki kısımda izah ediniz: Birincisi: Varlığın şahsıyla alakalı olarak bir kıyamet, ikincisi: Varlıkların şahıslarıyla alakalı bir kıyamet.
Birinci kıyamet, bedenini terk eden varlığın, gerçek ahiret alemine intikalinden sonra, bütün geçmişinin hulasasını ve varlığının asıl dokusunu keşfedecek bir şuur uyanıklığına, yükselişine sahip olması demektir. Burada, bu safhaya gelinceye kadar, gerçekten, varlığın bir hayli meşakkatli yol katetmesi iktiza eder.
İkincisi, her mektebin tedrisi sonunda meydana gelen külli bir şuurlanmadır. Bu şuurlanma, daha evvel katedegeldikleri realitelerin, bir hakikat içerisinde birliğe ulaşması demektir. Orada bütün fazlalıklar, bütün hatalı hareketler, düşünceler, ifadeler, bütün hatalı doktrinler, kısaca bütün vasıtalar usulü dairesinde terk edilir ve yüksek bir liyakat içerisinde bir hakikatin sığasına dahil olunur. Yani, gerçek serbest şuura ulaşılır. Bu tip kıyam etmek, uzun devreler içerisinde vuku bulur. Şahsi kıyam etmek, çok daha kısa devreler içerisinde söz konusudur.
Burada şu hususu nazarı itibara almalısınız ki, her yeni enkarnasyon sonucu bir kıyamet söz konusu değildir. Belki de birçok enkarnasyonlar sonucu realitelerin hazmından sonra ulaşılan yeni merhaleler, yeni merhalelerin katedilişinden sonra varılan hakikat planları, o varlık için kıyamet, kıyam etmesi, şuurunun yükselmesi, açılması olabilir. Mukaddes kitaplardaki kıyamet böyle anlaşılmalıdır. Jeofizik şartlar ise, her iki nevi kıyametin tamamen dışında bir meseledir ve hiçbir mukaddes kitapta buna ait bilgi verilmemiştir."
Sadıklar Planı-Ruhsal Tebliğler
Celse 142, 01.02.1971