18 Kasım 2021 Perşembe

NEFİS, AKIL, VİCDAN ÖLÇÜTLERİ



"BİZLER KOZMOS'UN KENDİNİ BİLME YOLLARIYIZ."
(Carl SAGAN)

“Tüm varlıkların; Nefsin bütün kademelerinden, Aklın bütün hünerlerinden, Vicdanın bütün sezgilerinden geçmek zorunluluğu vardır. “
(S.Planı - Ruhsal Tebliğler) 

Bu bahsedilenler ilahi/kozmik yasalar ile düzenlenir ve prensipler dizisi şeklinde disipline edilirler.
Farklılıklarımız da buradan doğmaktadır. Her kavramı, olguyu din ekollerinin getirdiği kurallar ve materyalist felsefe ile tanımlamak/açıklamak mümkün değildir.

Bugün dünyada kaos ve düzen grift halde, iç içe geçmiş durumdadır.

Bir ideolojinin veya gücün adamı olmak kolay bir yoldur. NÖTR olmayı başarmamız hedefini,            "İSA peygamberin yeryüzünü mağlup etmesi" gerçeğiyle ilişkilendirmemiz gerekiyor. 

Şu anda yaşadığımız ve ileride daha da ağır olarak yaşayacağımız tüm olayları akıl ve vicdan ölçütleriyle gözlemlemek ve tarafsız olarak değerlendirmek gereklidir. Bu ise bize yukarıda bahsedilen ilahi/kozmik prensiplere paralel olarak devletlerin, insan topluluklarının, çeşitli kültürlerin davranışları ve ilişkilerindeki düzensizliğin gerçek nedenini sezebilme gücünü sağlayacaktır.

Tayfun ÖZENÇ, 4.09.2016

16 Kasım 2021 Salı

ATLANTİS VE MU UYGARLIĞI

SORU: Atlantis ve Lemurya uygarlıklarının doğuşunu merak ediyorum. Bu uygarlıklar ne zaman ortaya çıktı ve nereden geldiler?         

RA: Atlantis ve Lemurya uygarlıkları bir değil iki ayrı uygarlıktır. Önce MU varlıklarına bir bakalım. Bunlar ilkel yapıda ama çok gelişmiş ruhsal sapmalara sahip varlıklardı. Uygarlık bu devrenin bir parçasıydı; sizin zaman ölçünüzle 53.000 yıl önce, devrenin başlangıcına yakın yıllarda yaşanmıştı. Burası zararsız ve iyi bir yerdi ama kürenizin tektonik tabakalarının yeniden ayarlanması sırasında -ki bunda onların herhangi bir katkısı olmamıştı- okyanusun sularına gömülmüştü. Kurtulanlar dağılarak sizin Rusya, Kuzey Amerika ve Güney Amerika dediğiniz bölgelere gittiler. Toplumsal olarak kendilerine sempati duymaya başladığınız Kızılderililer bu varlıkların torunlarıdır. Bu devredeki diğer enkarne varlıklar gibi bunlar da başka yerlerden gelmişlerdi. Ancak, bu varlıklar çoğunlukla, güneşinin yaşı dolayısıyla üçüncü yoğunluk derecesi yaşam koşullarına geçmekte güçlüklerle karşılaşan bir ikinci yoğunluk derecesi gezegeninden geliyorlardı. Bu gezegen Deneb galaksisinde bulunuyordu.

ATLANTİS ırkı, sizin uzay/zaman sürekliliği illüzyonunuzda yaklaşık 31.000 yıl önce oluşmaya başlayan çok karışık bir toplumsal bileşimdi. 15.000 yıl öncesine kadar yavaş gelişen ve hemen bütünüyle tarıma dayanan bir toplumdu. Ama bundan sonra kısa sürede öyle bir teknolojik idrake eriştiler ki, sonsuz zekâyı bilgi kaynağı olarak kullanabilir hale geldiler. Ayrıca, zeki enerjiyi de kullanarak sonsuz enerjiden gelen çivit rengi ya da epifiz ışınının doğal akımlarını büyük oranda yönlendirebiliyorlardı. Böylece, yaşam formları yaratabiliyorlardı. Ancak onlar, kendi akıl/beden/ruh bileşimlerine şifa verip onları mükemmelleştirecekleri yerde, yaşam formları yaratmaya başladılar ve sizin deyiminizle negatif düşünce ve eylemlere yöneldiler.

Sizin zaman ölçünüzle yaklaşık 11.000 yıl önce çıkan ilk savaş nüfusun yüzde kırkının bedenlerini yitirerek bu yoğunluk derecesini terk etmelerine neden oldu. Bundan 10.821 yıl önce de ikinci ve en korkunç savaş oldu. Bu savaş dünyanın çehresinin değişmesine neden oldu ve Atlantis’in büyük bir kısmı sulara gömülerek yok oldu.

Pozitif eğilimli Atlantisli gruplardan üçü bu felaket olmadan önce bu coğrafi bölgeyi terk etmişti; bunlar sizin bugün Tibet, Peru ve Türkiye dediğiniz ülkelerin dağlık bölgelerine gittiler.         

RA BİLGİLERİ Celse 10, 27 Ocak 1981