Şunu demek istiyoruz ki: Bir varlık, hangi vasatta yaşarsa yaşasın -buradaki yaşamak tabiri tatbikat demektir- o vasatın imkan ve şartlarını kullanmak ve bilmek mecburiyetindedir. Bu imkan ve şartları kullanırken, önce kendi şahsiyetinin iktisabı olan kabiliyetlerinden, yeteneklerinden ve cehtinden istifade edecektir. Sonra o vasatın tabi olmuş olduğu bir İdare Mekanizmasının, kendisine ve diğer hemcinsine temin etmiş olduğu yeni imkanlardan, yeni fırsatlardan ve tesirlerden yararlanacaktır.
Şimdi bir şuur berraklığı ve uyanıklık elde edilebilmesi için, şuur berraklığı ve uyanıklığın ne olduğunu, nereden olabileceğini, hangi şartlara tabi olduğunu bellemek lazım. Bu birinci etaptır. İkinci etap, bir şuur temizliğinin ve vicdan asaletinin tatbikat ile ilgili olan kısmı, ancak varlığa kendi müktesebatı ve bunun daha üstünü olan dış yardımlar ile sağlanabilir. Zaten bütün beşeri tekamülde şu esas rol oynamıştır ki; fert, yaşayışı ile beraber hayatın kendisine vermek istediği psişik bir seviyeyi ve bu seviyenin pratiğini yapmakla mükelleftir. İkincisi, bütün bu mizanseni tanzim eden bir Yüksek İdare Mekanizması' nın, insanlara vermiş olduğu bilgilerin anlaşılmasıdır.
Sadıklar Planı-Celse 88, 05.03.1966
SÖZLÜK :
İktisap: Kazanma, edinme
Müktesebat: Elde edilmiş bilgiler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder