10 Nisan 2018 Salı

YAKLAŞMAKTA OLAN TESİRLER

Dünya realitesi büyük bir akış ve hız içerisinde yeni bir DİN GÜNÜ' nün teessüsünde vazifedar olmak üzere koşmaktadır. Bu Din Günü, esas itibarıyla bütün bir insanlığın şuur tebeddülatıdır. Bu değişiklik, vicdanın nefse galebesiyle son bulacaktır. Herkes yarı şuurlu ve fakat idraksiz olarak bu vazifesini yerine getirmektedir. Amma, insanlıktan istenen en esaslı hususiyet, bütün bu şuur ve idrak faaliyetinin, bir arada ve topyekun olarak tebellür etmesidir.
 Müşahede edebilenler için sürekli bir tesir yaklaşmakta ve her türlü belirtisini göstermektedir. Sizler bir hareket dağılışının merkezinde bulunmaktasınız. Bu hareket dağılışı bir deklanşör gibidir. Basıldığı zaman derhal açılacak ve o anda ekrana çarpacak olanlarla bir sahne meydana gelecektir. Şunu demek istiyoruz ki, her biriniz ferda ferda kendi şuurunuzun temizliği ile meşgul olunuz. Bundan gayrisini yapmanız mümkün değildir. Sizler faaliyet gününün başladığı zamanda, ancak şuur zenginliğinize göre bir mertebenin sahibi olacaksınız. Bu şuur zenginliği, birinci planda, hissiniz ile vazifenizi birbirinden tefrik etme gücüne bağlı olacaktır. İkincisi, fikirlerinizdeki insicam ve şuur bütünlüğünüz olacaktır. Yani yaptıklarınız hakkında bir bilgiye sahip olmalısınız. Üçüncüsü, behemehal vicdanlı hareket etmek mecburiyetindesiniz. Halbuki vicdanlı hareket, bir mecburiyet değil, tabii bir akış olmalıdır. Şimdi bu Cemiyet’in içerisinde bulunan sizler, her biriniz, birbirinizden mesafelerce uzakta bulunuyorsunuz. Bu boşluk muhakkak ki, zararlı birtakım tesirler ve tefrika ile doludur. Mesafeyi ziyadesiyle açtığınız için, kollarınız birbirine kenetlenmekte de acz içerisinde kalmaktadır. Herkes kendi düşüncesi kadar bir mesahaya sahiptir. Eğer düşüncenizin kudretini fikrinizin kudretiyle besleyebilirseniz, muhakkak ki o zaman imanlı olacaksınız. Ve bu imanın doğurduğu sevgi ancak sizleri bir araya getirebilir. Birbirlerinize karşı sevgi içerisinde hareket etmeyi şiar edinmekten başka bir çıkar yolunuz yoktur. Çünkü, insanlığın en büyük hasleti, bu kategoride, birbirini sevmektir.
 Sizlerce de malumdur ki, işleriniz, sağ işler değildir. Bir iğva içerisindesiniz ki, orada kendi gölgesini takip edenden gayri bir şeye benzememektesiniz. Ancak, gölgeniz, siz yürüdüğünüz müddetçe hareket eder. Ve siz gölgenizi takipte devam ederseniz, bir zaman gelecek ki yürüyemeyeceksiniz. Bu yüzden başınızı gölgenizden kaldırıp, size dışarıdan ışık gösterenlere teveccüh ediniz. Dünyevi meşgaleleriniz, dünyevi ihtiyaç ve zaruretleriniz, sizi birtakım kısıtlamalar içerisinde bırakabilir. Bu tazyik, bu cendere, esas olarak sizleri sevkü idare etmek için kullanılan bir metottan başka bir şey değildir.
Sadıklar Planı-Celse 74, 13.11.1965
SÖZLÜK:                                                                                                                                                  
teessüs : temelleşme, yerleşme, kurulma,        tebeddülat    : değişme, başkalaşma,        tebellür : billurlaşma, belirme,                       ferda ferda  : tek tek   
insicam : düzgünlük, tutarlılık                       behemehal    : doğal olarak, şühesiz      
tefrika : ayrılma, ayrılık, bozuşma, nifak      mesaha       : ölçme
şiar    : iyi, üstünlük veren işaret                teveccüh     : yönelme, doğrulma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder