Verdik ve gösterdik
hak olanları
Sevgi ile yoğrulan
yürek lâvları
Sevginin
doruğunda yücelin artık
Vicdanın
dergâhında birleşin artık.
Şuur sathının
bilinç taşları
Nefis hazzının
dimdik başları
Mana ve
maddenin sadık erleri
Durmayın o
yolu yürüyün artık.
Verilen öğütler
Hıra’dan geldi
Söylenen
kelâmlar Tûr’dan da geçti
O aşk ateşinde
eriyenlerin örneği
Çivi ile çakılıp
çarmıhtan geçti.
Söndü ışıklar
karardı her yan
Gündüzü koştuk
gece ardından
Haykırdı bilinçler
doğrudan yana
Putlar yıkılacak
o andan sonra.
O andaki çığlık
görmeye dur onu
O andaki
titreyiş ürpertir seni
O andaki
hazlar bilenler için
O anın
demini bekleyenler için.
Kelâmlar
perde perde iner sizlere
Selâmlar
birer birer gelir erlere
Hak yolcuları
neferdir o yolda
Istırap yokuşunda
ümit kurtuluşa.
Daim esenlik
indirilir size
Daim hak ile
selâmlar size
Kelâmların özündeki
cevheri bulun
Bulun da onu
o yolda olun.
Berrak akan
su sizlere örnek
Dibindeki
tortuyu da süzmek gerek
Daim hak
olanı ayırmak gerek
Er kişinin hürriyeti
bundadır elbet.
Mizanın
ahengi sarar sizleri
Gecenin
matemi boğar sizleri
Gündüzü ekleyip
geceyi silen
Yaradana özlemler
yakar sizleri.
Haykırıp sürükleyenlere
andolsun dendi
Bakın güneş ve
ay boyun da eğdi
Çığlık çığlığa
koşuşanlara dedik
Andolsun
diye örnekleri serdik.
Ta içinden söküp
koparanlara
Ardından
durmaksızın yarışanlara
Hak ile önde
gidip haykıranlara
Andolsun
dendi sizlere geldi.
Verildi çarmıhın
sırrı sizlere
Hıra’daki o
güzel kelâmlar size
Sunuldu Musa’nın
asasından sır
Verildi öğütler
perdeler arasından.
Perde perde
inen kelâmlara bak
Onların hoşnutluğunda
eriyene bak
Eriyen gönüllerin
gözyaşındaki nûr
Sizlere hak
oldu o andaki sûr.
Ezanlar
okunup ürperenlere
Kelâmlar
verilip silkinenlere
Çığlıklar içinde
depreşenlere
O ateşin
korunda serpilenlere.
Istırap ateşinin
koru artarsa
Vicdanın
sesi çağlar coşarsa
Nefsin haykırışı
da vicdandan yana
Vicdan
nefsin dostudur sana.
O iki yoldan
söküp alana
Doğruya
meyilde cihat edene
Şuur aydınlığında
namaz kılana
Hoşgörü haznesinden
zekât verene.
Elif, Lâm, Mîm’i
söyledik size
Yetmiş bin
perde ekledik size
Onlar kol koladır
orda diz dize
Musa, İsa,
Muhammed örnektir size.
Sevr’in ağları
örüldü birden
Tûr dağından
esen seher yelinden
Çarmıhtan boşalan
o kan selinden
Hakk'ın o
yolu göründü birden.
Sizlere
selâmımız daimdir bizim
Kelâmların
hayrı da sizler için
Şuur aydınlığının
nurlu gülleri
Geceden sıyrılın
gündüze doğru.
Mizanda
eksik tartmayın artık
O mutlak
ahengi tutturun artık
Musa, İsa,
Muhammed yolunu artık
Durmayın koşun
haykırın artık.
Kelâmların özünden
seslendik size
Seherlerin
selâmından indirdik size
Gece ardından
gündüzü sunduk
Istıraptan
mutluluğa gideni sunduk.
(02.08.1991,
Fındıkzade)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder