Bugün saat
16:45-17:30 arası bir kez daha Ayasofya‘ yı ziyaret ettim. Sık olarak ziyaret
ettiğim, kozmik-evrensel enerjilerin merkezlendiği yer olarak bilinen özel bir
yapı. Tarihsel, kültürel, sanatsal, dini ve ruhani perspektiflerden bakıldığında 1500
yıllık dünyaca tanınmış bir şahaser..
Bu yapının-daha
doğrusu bu varlığın-astral enerji alanında kümelenmiş, yığılmış, kayıtlanmış
bilgileri, olayları ve yaşam kesitlerini düşünerek dolaşıyorum..
Yapı varlığının
astral kütlesinde asırların bilgisi ve yaşanmışlıkları kayıtlı.
Bizans dönemi
olayları, savaşlar, törenler, yangınlar, büyük depremler ve nice bilgi yüklü
eprövler geçirdi bu görkemli Ayasofya..
Osmanlı dönemi, 29
Mayıs 1453. O görkemli haşmetiyle Fatih’in ordularını karşılıyor. Ve böylelikle
karma kültürlere bir mabet vazifesi başlıyor Ayasofya’nın.
Bu yapının varlığı
belki de zaman zaman yanıbaşında dertleşecek, kendisi gibi maddesel boyutun
bağrından çıkacak bir dosta ihtiyaç duyuyordu kimbilir. Ve 1616 yılında
Sultanahmet Cami bütün heybetiyle beliriyor Ayasofya’nın yanı başında. Artık
dertleşecek bir dosta kavuşmuştur Ayasofya..
Ayasofya'nın
astral kütlesiyle senkronize oluyorum.!
Saat 16:45
civarında ana kapıdan içeri giriyorum. İlk olarak ana kubbeye denk gelen büyük
avizenin altında Sonsuz Yaratıcı’ya şükredip, Evren'in bağrında faaliyet gösteren ruhsal varlıklara teşekkürlerimi
iletiyorum.
Mihrap önünde
durup, Meryem ananın kucağındaki çocuk İsa ve Başmelek Cebrail figürlerine uzun
uzun bakıyorum. Sonra kafamı yukarı kaldırıp ana kubbenin dört köşesindeki melek
figürlerini uzun uzun inceliyorum. Devamında ana holün sol tarafındaki dört ana
sütundan, ana kapıya en yakın 1.sütunun dibinde oturuyorum. Oturduğum yerden Hz.
Meryem ve çocuk İsa ile Başmelek Cebrail figürlerine tekrar uzun uzun baktım. Bu
arada her zaman ellerimde hissettiğim enerjinin çok yoğun halini duyumsamaya
başladım. Enerji çok yoğundu ve ellerimin arasında gidip geliyordu ve ben de
bir çocuk gibi enerjiler ile oynamaya devam ettim.
Enerji, adeta kollarımı
yerinden sökecek yoğunluğa ulaşmıştı..!!
( Hz.Meryem ve çocuk İsa, Başmelek Cebrail
figürleri )
Hafta sonu olması
nedeniyle yerli ve yabancı ziyaretçi sayısı çok fazlaydı ve ben onların bu
durumun farkına varmamalarını istediğimden bu işi dikkatlice ve çok ağır yapmak
durumundaydım.
Bir müddet sonra Ayasofya’nın bütün kütlesi ile beraber saat yönünde 180
derece dönme hareketini yaşamaya başladım. Bu fiziksel bir hareket değildi.
Psişik, astral, ruhsal bir aksiyon meydana gelmişti. Devasa yapının astral
kütlesi ile birlikte astral bedenimin de bir ahenk içinde döndüğünü, dairesel
bir dönüşe geçtiğimi ürpererek algıladım.
Yapı ile birlikte saat yönünde 180 derece dairesel bir dönüşten sonra, tekrar aksi istikamette saatin ters yönünde 180 derece bir dönüşle ilk orijinal konumumuza döndük..
Tüm dönüş hareketini yaklaşık 45 sn gibi bir süre olarak algılamıştım. !
Bu metafizik fenomeni ziyaretçiler algılayamadı. Çünkü;
"Yapının astral titreşim frekansıyla senkronize olan, o anda sadece bendim"
diye düşünüyorum..
Tayfun Özenç
13.08.2011 , İstanbul.
Şu an ayasofyadayım ve sizin rotanızla aynı şeyleri deneyimlemek istiyorum. Bakalım neler olacak...
YanıtlaSilİlginize teşekkürler.Yorumunuzu yeni fark ettim, gecikmeli yanıt için özür dilerim.2 Temmuz 2017,Bilyay Vakfı Ayasofya Gezisi olduğunu düşünüyorum.Ne güzel... Deneyimlerinizde yolunuz aydınlık, gönlünüz ferah olsun...
Sil