23 Aralık 2020 Çarşamba

DÖRDÜNCÜ YOĞUNLUK TİTREŞİMİNE GEÇİŞ VE ETKİLERİ


SORU: Peki, bu gezegende üçüncü yoğunluk derecesinden dördüncüye geçiş ne kadar sürecek?                                          
RA: Bu geçiş anormal (kuraldışı) özellikler taşıdığı için bunu tahmin etmek zordur.
Bu uzay/zaman noktasında, dördüncü yoğunluk derecesine ait çalışmalarına başlamış enkarne varlıklar bulunmaktadır. Ama, gezegensel bilincin üçüncü yoğunluk derecesine ait iklimi bu süreci yavaşlatıyor. Bu belirli noktada, olanak/olasılık girdapları 100-700 yıl arasında bir geçiş dönemini işaret ediyor. İnsanların bu uzay/zaman’daki uçarılıkları (bir çeşit döneklikleri ya da sebatsızlıkları) daha hassas bir tahmin yapılmasını önlüyor.
SORU: Fotonun titreşim frekansı şimdiden yükseldi mi?                   
RA: Evet. Bu, düşüncelerin “şeylere” dönüşmesine neden olan etkidir. 
Bir örnek olarak, öfke düşüncelerinin dönüşerek fiziksel bedenin kontroldan çıkan hücrelerini -ki siz bunlara KANSER diyorsunuz- meydana getirişlerini gösterebiliriz.                             
SORU: Titreşimin yirmi-otuz yıl (1950-1960) kadar önce artmaya başladığını kabul ediyorum. Doğru mu?                                      
RA: Bunun ilk belirtileri, sizin zaman ölçülerinize göre kırk beş yıl önce (~1935) görüldü. Enerjiler, kırk yıl boyunca -önemli bir atılım sonucu titreşimsel meselenin son devinimi gerçekleşmeden önce- daha yoğun bir şekilde titreştiler.
SORU: Öfke içeren düşüncelerin şu anda kansere neden olduklarını söylediniz. Bu mekanizmanın bir katalizör olarak nasıl işlediğini ve amacının ne olduğunu açıklar mısınız?        
RA: Dördüncü yoğunluk derecesi, bilgilerin açıklandığı (açığa çıktığı) kattır. Varlığın benliği artık ne kendinden ne de diğer varlıklardan gizlenmez. Onun için de, yıkıcı nitelikte olan dengesizlikler ya da sapmalar artık daha belirgin bir biçimde açığa çıkarlar ve beden, varlığın benliğini açığa çıkarmak üzere bir eğitim kaynağı haline geçer. 
Kanser gibi hastalıklar -birey yıkıcı etkilerin işleyiş biçimini kavradıktan sonra- kendine şifa verme yöntemine karşı çok iyi yanıt verirler.                              
SORU: Düşünce gücüyle metalleri bükmek gibi maddi nesneler üzerinde zihinsel etkilerin ilk kez bu kadar çok kişi tarafından ortaya konmasının nedeni, şu anda deneyimlediğimiz temel titreşimin gerçek yeşil renge, yani dördüncü yoğunluk derecesine ait olması mıdır?         
RA: Evet. Bu kavramı daha da ileri götürerek, birçok varlığın akıl hastalığı dediğiniz hastalıklara tutulmalarının, ilk kez kendi benlikleriyle karşı karşıya gelen ve buna zihnen hazır olmayan bu varlıkların aklî yapıları üzerindeki bu gerçek yeşil ışın etkisinden kaynaklandığını anlamalısınız. Bitirmeden önce soracağınız kısa bir soru var mı?                         
SORU: Evet. Az önce söyledikleriniz göz önüne alındığında, titreşim kıdemlilikleri nedeniyle burada enkarne olan varlıklardan kendine-hizmet (negatif kutup) yolunda gidenler için bu yeşil ışın titreşimleri aklen büyük bir zorluk meydana getirmekte midir? 
RA: Hayır. Asıl etkilenecek olanlar, bu geçişten etkilenmeye açık olup da bir şekilde kendilerini dağıtmış ve bunun için de geçişe kendini hazırlayamamış olanlardır.
(RA BİLGİLERİ-Celse 40)



NOT: Bu konu ile ilgili "SADIKLAR PLANI-RUHSAL TEBLİĞLER" den bilgiler:    
              
S.Planı : Bugün güneş sisteminizde üç türlü değişiklik olmaya başlamıştır.
Birincisi maddenin ihtizaz dengesinde bir miktar gerileme. İkincisi, varlıklar sisteminin şuurlu ve otomatik irtibat kuşaklarında artış. Üçüncüsü, arzın kendisi ile kader birliği yapan diğer iki küre ile olan mütekabil tesirlerinde ziyadeleşme. Bu üç hal, gerçek ve yegâne bilinen hakikatlerdir.          
Sorgucu: Geçen celsemizde bize üç husustan bahsedilmişti. Birincisi, güneş sisteminde maddi vibrasyonlardaki dengede bir eksilme. Bu değişme, atomik olarak, herhalde bizim müşahedemizden kaçacaktır. Bunun müşahedesi bizim için daha ziyade, belirli hadiseler olarak müşahede edilebilir kanaatindeyim.                               
S.Planı: Mesela?                                     
Sorgucu: Mesela mevsim değişiklikleri.  
S.Planı: Evet.                                            
Sorgucu: Mesela bazı hastalıkların belirmesi, mesela sinir bozuklukları diye anlattığımız bazı şeyler. Ve bu kabil birtakım durumlar.                                
S.Planı: Evet, doğrudur.

(Sadıklar Planı - "Ruhsal Tebliğler"
Celse 56, 57)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder