1 Eylül 2020 Salı

KYBALION - HERMETİK FELSEFE

"Bilgeliğin dudakları anlamayan kulaklara kapalıdır.” 
Kybalion ; Çeşitli ırklardan, uluslardan felsefecileri ve insanları binlerce yıldır derinden etkilemiş olan temel ezoterik ve okült öğretiler eski Mısır’dan gelmiştir. Piramitlerin ve Sfenksin memleketi Mısır, Saklı Bilgelik ve Mistik Öğretiler’in doğum yeridir. Bütün uluslar onun Gizli Öğreti’sini ödünç almıştır. Hindistan, Pers, Khalde, Medea, Çin, Japonya, Asur, Antik Yunan, Roma ve diğer antik ülkeler, Hiyerofantlar 7 ile İsis ülkesinin Üstatlarının, ülkenin usta zihinlerinin bir araya topladığı büyük Mistik ve Ökült İrfan hazinesini paylaşmaya hazır herkese serbestçe sundukları bilgi şöleninden istedikleri gibi faydalanmışlardır.

[7 Hiyerofant, (İngilizcesi Hierophant) Kadim Yunan Gizem Okullarında Yüksek Rahip.]

Kadim Mısır’da bilgelikte geçilemeyen ve emsallerine nadiren rastlanan büyük hocalar ve üstatlar yaşardı. Yüce Hermes’ten bu yana geçen asırlarda hepsi sıralarını savıp sırra kadem basmıştır. Mısırda gizemcilere ait Locaların Yüce Loca’sı bulunmaktaydı. Mısır’ın tapınaklarının kapılarından giren Neofitler, sonrasında, Kâhinler, Öğretmenler ve Üstatlar olarak dünyanın dört bir yanına seyahatler edip hevesle hazır olanlara kıymetli bilgiyi taşırdı.

Bütün Ökült öğrenciler bu kadim toprağın muhterem Üstatlar’ına gönülden borçludur. Fakat Kadim Mısır’ın bu yüce Üstatlar’ı arasında bir zamanlar öyle biri yaşardı ki o “Üstatlar Üstadı” diye çağrılırdı. Bu insan, eğer gerçekten “insan” ise, Mısır’ın ilk dönemlerinde yaşadı. Hermes Trismegistus (Üç Kere Yüce Hermes) diye bilinirdi.
O, Ökült İrfan’ın babası, astrolojinin kurucusu, simyanın kâşifidir. Hayatının ayrıntıları aradan geçen yıllarda kaybolmuştur; bununla birlikte birçok kadim ülkeler onun doğma onurunun kendi topraklarına bahşedildiği konusunda birbirleriyle tartışırdı. Bu gezegendeki son enkarnasyonuyla Mısır’ı ziyaret ettiği tarih bugün bilinmemekle birlikte Mısır dönemlerinde, Krallıklarının Musa’dan ilk önce yaşadığında karara varılmıştır. En yüksek otoriteler onu İbrahim’in çağdaşı saymaktadır, hatta bazı Musevi tradisyonlar İbrahim’in mistik bilgiyi Hermes’ten aldığını ileri sürmektedir.

Bu hayat planından göçtükten yıllar sonra Mısırlılar Hermes’i tanrı mertebesine yükseltmiş, ona Thoth adını vererek tanrılarından biri yapmıştır. Yıllar sonra Kadim Yunanlılar da onu birçok tanrılarından biri yaparak ona “Bilgelik Tanrı’sı Hermes” adını vermişlerdir. Mısırlılar onun hatırasını birçok asır boyunca -binlerce yıl boyunca - saygıyla anmış, ona “Tanrıların Kâtibi” sıfatını takmış ve herkesten ayrı tutarak “üç kere yüce”; “yüceler yücesi”; “Yücelerin En Yücesi” vs anlamlarına gelen Trismegistus unvanını vermiştir. Bütün kadim ülkelerde Hermes Trismegistus’un adı saygıyla anılmıştır ve adı “Bilgelik Pınarı” ile eş anlamlı kabul edilmiştir. Bugün bile hermetik kelimesini “gizli” anlamında, hiçbir şeyin dışarı çıkmaması için mühürlenmiş anlamında kullanırız; işte bu yüzden Hermes’in izdeşleri kendi öğretilerinde gizlilik ilkesine riayet etmişlerdir. Onlar “domuzların önüne inci taneleri atma”nın erdemine inanmayıp bebelere süt, erlere katı yiyecek” 8 ilkesiyle öğretiye sahip çıkmışlardır. Hıristiyan metinler hakkında bilgisi olanlar, Hıristiyanlıktan asırlar önce Mısırlılar tarafından kullanılan bu özdeyişleri bilirler.

[8 Pavlus, İbranilere Mektup Bap 5, satır 12, 13, 14: “ Şimdiye dek öğretmen olmanız gerekirdi. Tanrı bildirilerinin ilk öğretilerini size yeniden öğretecek birine gereksinim duyar oldunuz. Oysa sütle beslenen, doğruluk sözü konusunda görgüsüzdür. Çünkü çocuktur. Katı yiyecekse yetişkinlere özgüdür. Onların anlayışı iyiyi kötüyü ayırt edebilme doğrultusunda eğitilmiştir.” Kitabi Mukaddes, Kitabi Mukaddes Şti., İstanbul, 1999 K.M.]

Hermesçiler, bugün bile, hakikati ihtiyatla vaaz etmeyi söyleyen bu siyasete uygun davranırlar. Hermetik Öğretiler her ülkede, her dinde bulunmakla birlikte, herhangi bir ülkeyle ya da belirli bir dini mezheple bir tutulmamıştır. Bunun nedeni kadim öğretmenlerin Gizli Öğreti’nin bir inanca dönüşmesine karşı yaptığı uyarılar dolayısıyladır. Bu tedbirin bilgeliği bütün tarih öğrencileri için apaçıktır. Hindistan’ın ve Fars’ın kadim ökültizmi, öğretmenler rahiplere dönüştüğü ve teoloji felsefeyle karıştırıldığı için dejenere olmuş ve büyük ölçüde kaybolmuştur. Bunun bir sonucu olarak Hindistan’ın ve Fars’ın okültizmi, tedricen dini batıl inançlar, kültler, “tanrılar” inançlar kalabalığı ve arasında kaybolmuş, Kadim Yunan ve Roma’da yine aynı şey yaşanmıştır.

Aynı şey Constantine döneminde Gnostiklerin ve İlk Hıristiyanların da başına gelmiştir. Constantine’in demir eli felsefeyi teoloji yorganıyla örtmüş, öğretinin özü ve ruhu Hıristiyan Kilise lehine yitirilmesine ve kilisenin onun kadim inancına giden yolu buluncaya kadar asırlarca karanlıkta el yordamıyla dolaşmasına yol açmıştır. Dikkatli gözlemciler Kilise’nin yirminci yüzyılda kadim mistik öğretilere dönme çabasında bunu açıkça görebilir.

Fakat ateşi canlı tutan, ona itina gösteren, sönmesine izin vermeyen birkaç inançlı ruh her daim var olmuştur. Bu sadık kalplere, korkusuz akıllara şükürler olsun ki bugün hakikat hâlâ bizimledir. Fakat artık kapsamlı bir şekilde kitaplarda bulunamaz. O üstattan öğrenciye, inisiyeden Hiyerofanta, ağızdan kulağa aktarılmıştır. Yazıldığındaysa, Gizli Öğreti’ye karşı kılıç ve ateşle, kazık, darağacı ve çarmıhla savaş açmış olan Ortaçağ teologlarının infazından kaçabilsin ve anahtara sahip olanlar onu doğru okuyabilsin diye bütün anlam simya ve astroloji terimlerinin peçesiyle örtülmüştür. Ökültizmin çeşitli dönemleri hakkında yazılmış birçok kitapta sayısız referansa rağmen, bugüne kadar Hermetik Felsefe hakkında güvenebileceğiniz çok az kitap yazılmıştır. Oysa Ökült Öğretiler’in bütün kapılarını açan tek Esas Anahtar Hermetik Felsefe’dir!

İlk zamanlarda Temel Hermetik Öğretiler KİBALİYON adlı bir kitapta toplanmıştı. Bu kitabın adını oluşturan KİBALİYON teriminin gerçek önemi ve anlamı aradan geçen asırlarda kaybolmuştur. Bununla birlikte bu öğreti asırlarca kulaktan ağza var olmaya devam etmiştir. Bildiğimiz kadarıyla ilkeleri bugüne kadar yazılmamış ve basılmamıştır. Kybalion, dışarıdan insanların anlayamayacağı, fakat bizzat Hermetik İnisiye’ler tarafından Neofitlere  örneklerle açıklanmış olan ilkeler, ahlak kuralları ve aksiyomlardan ibaretti. Bu öğretiler, yaygın kanaatin aksine Maddi Elementler’den ziyade Zihinsel Güçler’de ehlileşme ve hâkimiyet, bir metali başka bir metale dönüştürmekten ziyade belli türden Mental Titreşimler’in diğerlerine dönüştürülmesi hakkında olan “Hermetik Simya Sanatı’nın temel prensiplerini tesis ediyordu. Metali altına çevirecek olan “Felsefe Taşı” efsanesi bütün hermesçi öğrencilerin kolayca idrak ettiği üzere Hermetik Felsefe’yle ilgili bir teşbihti.

İlk Ders’i içeren bu küçük kitapta KYBALION’a uygun bir biçimde eklediğimiz açıklamalarla öğrencileri Hermetik Öğretiler’i derinlemesine araştırmaya davet ediyoruz.   

İnisiye unvanlarımıza rağmen HERMES’in, Üstad’ın bizler, ayakları dibinde mütevazı birer öğrenciyiz.

Asıl metnin kasten belirsiz terimlerin ardına gizlenmiş olması sebebiyle, burada, KİBALİYON’un kuralları, prensipleri ve aksiyomlarını günümüz öğrencilerinin daha kolay anlayacağını umduğumuz şekilde açıklıyor ve örnekliyoruz.

KYBALİON’un orijinal metninde yazılı olan özdeyişler, ilkeler ve aksiyomlar buraya tırnak işaretiyle alıntılanmıştır. Bize ait olan kısım ise normal metin halindedir. Bu küçük çalışmayı sunduğumuz birçok öğrencinin, Üstatlar Üstadı, Yüceler Yücesi HERMES TRİSMEGİSTUS tan bu yana geçen asırlar boyunca yürünmüş olan Üstatlık Yolu’na girmeden önce, bu kitabın sayfalarında kendilerine gerekli bilgiyi bulacaklarını umut ediyoruz.

KYBALİON’da şöyle bildirilmiştir: Üstad’ın ayak sesleri işitildiğinde, öğretisine açık olanların kulakları sonuna kadar açılır.” [Kybalion]  “Öğrencinin kulakları işitmeye hazır olduğunda onları bilgelikle dolduracak dudaklar gelecektir.” [Kybalion]

Demek ki Öğretiler’e göre bu kitabın sayfalarındaki bilgiler  Öğreti’yi almaya hazır olanları kendine çekecektir. Ve yine, öğrenci hakikati almaya hazır olduğunda bu kitap ona gelecektir. Yasa budur. Hermetik Sebep Sonuç Prensibi, Cazibe Yasası’na bakışımı içinde dudak ve kulağı, öğrenci ve kitabı bir araya getirecektir.

"Kybalion-Yedi Kozmik Yasa" 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder